OECD verilerine göre dünyada yaklaşık 1 milyar engelli birey var. Bu, dünyadaki insanların %15’inin engelli olduğu gerçeğini karşımıza çıkarıyor. Engel zihinlerinizde! diyerek slogan atmak hiçbir şeyi değiştirmiyor. Sorunların çözümü için bir şeyler üretmek gerekiyor. Çünkü yetersizlikten etkilenmiş bu bireylerin ellerinde olmayan sebeplerle istihdam olanağı da bulamadıkları biliniyor. Bu yüzden bugünkü yazımızda bu duyarlıkla başlangıçta bir öğrenci projesi olarak ortaya çıkmış sonradan ticarileşebilme başarısı göstermiş becerikli bir elektrikli tekerlekli sandalye projesinden söz edeceğiz.
Yürüme eyleminde yetersiz insanların yaşadığı en büyük sıkıntılardan biri hâla merdivenler… Birçok yerde duyarlık artsa da hâla birçok kaldırımda engelli rampasının olmadığını, asansörün çalışması gereken binalarda asansörlerin çalışmadığını, rampaların önüne araç park edildiğini görüyoruz. Scewo adındaki elektrikli tekerlekli sandalye, buna benzer sorunları ortadan kaldırmak için geliyor.
Scewo Tekerlekli Sandalye
Üç İsviçreli öğrencinin tasarladığı tekerlekli sandalye, merdivenleri ve engelleri çok akıcı ve konforlu bir biçimde aşabiliyor. Bireyi gram sarsmadan yolcuğuna devam etmesini sağlıyor. Sandalyenin yüksekliğinin, açılarının ayarlanabilir olduğunu belirtmemize hiç gerek yok. Teknolojinin olanaklarından hem teknik hem de konfor açısından sonuna kadar yararlanan bir girişim bu.
Elektrikli tekerlekli sandalyeyi hareket ettirmek için çağdaşları gibi bir joystick kullanılıyor. Üreticileri, amaçlarının yeni teknolojileri, estetik bir tasarımla birleştirerek bir soruna çare bulmak olduğunu belirtiyor. Amaçlarını gerçekleştirdiklerini söyleyebiliriz sanırım.
Daha önce Maiotik’te engelliler için yapılmış buna benzer pek çok proje tanıttık. Türk mühendislerin ürettiği akıllı baston ve Dot tarafından üretilen dokunsal akıllı saat görme engelliler için tasarlanmış ve hayli başarılı olmuş işlerdi. Dünyada aşağı yukarı 200 milyon görme engelli birey olduğu düşünülüyor ve duyarlıkla hazırlanan bu ürünlerin ciddi de bir pazarı olduğunu, bu sebeple hem sorun çözen hem de kâr edebilen yatırımlar olduğunu belirtmek gerekiyor.
Geleceğin böyle alanında uzmanlaşmış butik şirketlerle dolu olacağını tahmin ediyorum. Buna benzer kullanıcısı belli ve özel pazarları hedefleyen firmaların çoğalacağını ve büyüyeceğini sanıyorum. Kapitalizmin daha doğrusu insancıl/yumuşak kapitalizmin nadir güzel taraflarından biri de bu. Değişen trendler ve entelektüel bakış açısıyla gelecekte hem doğaya ve insana karşı duyarlı hem de kâr edebilir girişimlerle daha sık karşılaşacağız. Rekabet sayesinde gittikçe de ucuzlayacaklar.