Stanford’da otonom araçlar üzerine araştırma yapan bir ekip, ilginç bir çalışmaya imza attı. Otonom araçlar söz konusu olduğunda ön plana çıkan şey genelde güvenlik oluyor. Bu yüzden çağdaş kısmi otonom sürüş vadeden otomobiller de bir takım kısıtlamalarla son kullanıcıya ulaşıyor. Ancak Prof. Chris Gerdes yönetimindeki ekip işi biraz daha ileriye götürmeyi amaçlamış.
Kısıtlamaları bir tarafa bırakıp Geleceğe Dönüş filmiyle bütünleşmiş 1981 model bir DeLorean’ı alıp, motorunu güçlendirmişler. Ardından üzerinde çalıştıkları otonom sürüş sistemini araca entegre etmişler. Olağanüstü koşullarda bir güvenlik limiti olmadan elektronik sensörlerin neler yapabileceğini somut olarak ortaya koymayı amaçlamışlar. Geleceğe Dönüş filmindeki DeLorean’ı da kullanarak gelecekte yaşadıkları ve geleceğin teknolojisinin böyle olduğunu ironik bir biçimde ifade etmek istemişler. Üniversite ekiplerinin böyle popüler kültüre de seslenen hem eğlenceli hem de yararlı işler ortaya koyması hoş.
Otoriteler Stanford üniversitesinin yaptığı bu çalışmayı otonom sürüş alanında yeni bir kapı açmak olarak tanımlıyorlar. Biliyorsunuz daha önce eski araçların elektrikli hale dönüştürülebildiğini bu işle uğraşan garaj sayısının gelecekte artacağını yazmıştık. Görünen o ki performans ve ekstrem araba sporlarında da ilginç işlerle karşılaşacağız. Mezun öğrencilerden Jonathan Goh’un bu projeyi bir sonraki aşamaya taşıdığını eklemek isterim. Otonom araçların her türlü kazadan kaçınabilmesi için çalışmaya devam ettiklerini açıklıyor.
BİR MÜHENDİS EĞİTMEKLE BAŞLAYACAK HER ŞEY
Mühendislik böyle bir iş. İyi bir mühendisin dünyanın seyrine ve geleceğine ilişkin bir çok şeyi değiştirebildiğini söylemek olanaklı. Asansörler için güvenlik protokolünü yaygınlaştıran mühendisin binlerce ölümün önüne geçtiğini söyleyebiliriz söz gelimi. Mühendisler geleceği inşa eden bu yüzden çevrelerine karşı duyarlı olması gereken insanlar. Her ne kadar matematiksel tipler olarak tanınsalar da duyarlı mühendislerin neler üretebildiğini yakın gelecekte belki trafik kazalarını %90 oranında azaltan işlere imza attıklarını göreceğiz.
Evet, geleceğin bir çok alanda doğal sınırlarına ulaşmış teknoloji alanlarında değil daha çok insan davranışlarını açıklamaya çalışan Sosyal Bilimler’de olduğunu düşünüyorum. Ancak bu projeksiyonda matematik ve bilgisayar bilimlerinin de önemini zerre kaybetmeyeceğini ayırt ediyorum.
Bir sonraki yazıda görüşene dek kendine iyi bak.