Wolfenstein II The New Colossus, tam olarak daha önce burada incelemesini yazdığımız Wolfenstein The New Order’ın bittiği yerden başlıyor. Blazkowicz, ekip arkadaşları tarafından yaralı bir biçimde çatıdan kurtarılıyor ve kahramanlarımız Blazkowicz’in önderliğinde Amerika’yı özgürlüğüne kavuşturacak bir direniş örgütlüyor.
Wolfenstein II The New Colossus oyunundaki gerçeküstü ögelerin dozu diğer Wolfenstein oyunlarında olduğu gibi tadında. Almanların II. Dünya Savaşı’nı kazandığı alternatif gerçeklikte sırıtmayacak biçimdeler. Diğer Wolfenstein oyunlarında olduğu gibi The New Colossus’da da benim gibi oyunun öyküsünü deneyimlemek isteyen oyuncular için Can I play, Daddy? adında kolay bir zorluk seviyesi var. Bu sayede zor bölümlere takılıp canınızı sıkmıyor ve eğlencenize bakıyorsunuz. Wolfenstein oyunlarında en çok eleştirdiğim, yön bulamama ve angarya görevler bu oyunda daha az ve diyaloglardaki mizah önceki oyunlara göre nitelikli. Yer yer gülümsetiyor.
Bu arada siz de oyun serilerini kronolojik sırasına göre oynuyorsanız The New Order’dan sonra Oldblood’un çıktığını ondan sonra The New Colossus’un yayımlandığını hatırlatmak isterim. Benim gibi hata yapıp kronolojik sıraya göre oynamayın The New Order’ın devamı The New Colossus.Wolfenstein oyun serisinin tamamı birkaç istisna hariç tatmin edici bir atmosfer ve iyi bir öykü sunuyor bunları daha önce yazdım. Ancak şunu söyleyebilirim. Seri hacimli bir roman ya da film gibi. Yüzüklerin Efendisi efsanesinin oyun sektöründeki versiyonu sanki. Ben oldukça başarılı buluyorum. Bundan sonra da Anya ve Blazkowicz’in ikiz çocuklarının başrolde olduğu Youngblood’u oynayacağım sanırım. O zamana kadar kendinize iyi bakın.