Sineklerin Tanrısı, Uçak kazası sonucu ıssız bir adaya düşen bir grup İngiliz çocuğuyla başlayan anlatı başlangıçta bir çocuk romanı gibi dursa da çocukların adayı cehenneme çevirmesiyle yön değiştirecek ve insan doğasını tartışmaya açtığımız bir yetişkin romanına dönüşecektir.
Ralph ve Jack adındaki iki karakterin birbirleriyle ve kendileriyle çatışması üzerinde ilerleyen Sineklerin Tanrısı çatışma türlerini çeşitlendirerek metne çok katmanlı bir yapı katmıştır. Anlatının başında aklı ve sağduyuyu temsil eden Ralph’in kurduğu düzene isyan eden Jack vardır. Jack, avcılarıyla topluluktan ayrılarak avcılıkla sakladığı kan dökme arzusunu gidermek için ayrı bir kabile kurar. Domuz avlayıp et yenilen şölenler düzenleyerek diğer çocukları da yanına çekmeyi başaran Jack, Hz. İsa’dan esintiler taşıyan Simon’un ölümünden sorumlu olacaktır. Yardımcısı Roger ile, Ralph’in sağ kolu olan ve bilimselliği temsil eden Domuzcuğun elinden hem gözlüğünü alacak hem de onu acımasızca katledecektir. Eser tek başına kalan Ralph’in kendisini öldürmek isteyen Jack’ten kaçarken son anda yetişkinler tarafından kurtarılmasıyla son bulur.
Sineklerin Tanrısı, genel yargının aksine çocukların aslında birer melek olmadığını anlatır. İçinde yaşadığımız dünya ve bizden gördükleri yüzünden kimi zaman da insan doğasının kendisi yüzünden vahşileşebileceğini aktarmaktadır. Sembolik bir anlatıma sahip eser baskıcı yönetimlerin nasıl ortaya çıktığı ve nasıl güçlendiğini duyumsatmaktadır.
YAPITTAKİ KARAKTERLER
Eserdeki karakterler devingen özelliklere sahiptir. Jack ve Ralph’in ana karakter olarak karşımıza çıkar. Eserde sezgisel hareket eden Simon, bilimi temsil eden Domuzcuk ve Jack’in sağ kolu Roger gibi yan karakterler vardır. Yan karakterler anlatıya hizmet etmekte ve onu derinleştirmektedir. Küçük çocuklar ise anlatıma başarılı bir biçimde eklemlenmiştir. Bu kadar çok karakterin olduğu roman, başarılı bir kurguyla Ralph ana karakteri üzerine eğildiği için okurun özdeşim kurmasında bir sorun yaşanmamıştır.
Sembolik bir dilin kullanıldığı eserde, Ralph ve Jack özneleri üzerinde somutlanan akıl ve sağduyuyla aktarılmıştır. Baskıcı yönetimlerin karşılaştırılması, okura yalnızca iyi olmanın yetmeyeceğini hissettirmektedir. Aynı zamanda akıllı olmak zorunda olduğumuzu ve eğer yeteri kadar güçlü, cesur ve çalışkan olmazsak baskıcı yönetimlerin aklı ve sağduyuyu nasıl yok edeceğini aktarmaktadır. Tek kurtuluşun akıl ve sağduyuda olduğunu sezdirir eser. Haksızlıklara karşı ses çıkarma zorunluluğunu eğer yeteri kadar güçlü ve cesur olmazsak baskıcı yönetimlerin nasıl büyüdüğünü ve yaşamı karanlık bir duruma soktuğunu anlatmaktadır.
Açık mekanların kullanıldığı romanda ortam duygusunun yaratılması için yazar, beş duyuyu devindirmiş ve gece ile gündüzle birlikte değişen ortamı okurların belleklerine aktarmayı başarmıştır. Başarılı doğa betimlemelerinin ve sarsıcı belirlemelerin olduğu bu romanı lise yıllarından başlamak üzere bütün okurlara tavsiye ederiz.