Toyota Sosyal Sorumluluk Projesi işine bambaşka bir bakış açısı getirmiş sevgili okur. The Food Bank, Bank of America, Delta Airlines gibi büyük şirketlerden de bağış alan evsizleri ve açları doyurmayı görev bilen kar amacı gütmeyen Amerikan bir yardım kuruluşu.
Her sene Amerika’da yaklaşık bir buçuk milyon insanı doyurduğuna dair istatistikler var. Amerika’nın görünmeyen yüzü harbi çok fena ama onu sonra konuşuruz. Konumuz:Toyota!
Adını dünyanın en güvenilir şirketleri arasında duyduğumuz, ülkemizde BMW, Mercedes ve Volvo kadar itibarlı olmasa da dünyada bu işi en temiz yapan şirketlerden biri Toyota, bu yardım kuruluşuna nakit para vermek yerine, mühendislerini göndererek verimlilik artırma çalışması yapmış. Ama ne çalışma!
Toyota’nın mühendisleri, Harlem’de bulunan bir şubeye gidiyorlar ve öyle bir verimlilik çalışması yapıyorlar ki kişi başı yemek bekleme süresini bir buçuk saatten on sekiz dakikaya düşürüyorlar, yetmiyor erzak toplama süresini on bir dakikadan altı dakikaya düşürüyorlar, bu da yetmiyor, yemek paketi hazırlama süresini üç dakikadan on bir saniyeye düşürüyorlar.
Toyota Sosyal Sorumluluk Projesi bunu nasıl sağlıyor? İlk olarak yemek salonuna onar onar insan almak yerine, yeri boşalanın yerne geçmek üzere insan almaya başlıyorlar, yemek toplama konusunda gönüllülerden destek alıyorlar, dağıtım ve toplama rotalarını trafik vb. bilgileri dikkate alarak optimize ediyorlar, yemek paketlerini ise verilen besini küçültmeden kutuları 12×12 ve 8×8 santim olarak ayarlıyorlar. Renk şeritli planlar uyguluyorlar ve sonuç ortada.
BİLGİYİ KULLANMA İŞİ
Toyota Sosyal Sorumluluk Projesi gösteriyor ki bilgi ve bilgiyi kullanma işi paradan daha kıymetli sevgili okur. Yönetim Bilişim Sistemleri dedikleri bir şey var bilgisayar destekli olarak bu planlama işleriyle ilgileniyorlar. Enformasyon mühendisliği diye bir alan var bu bilgi bombardımanını saniyeler içerisinde ulaştığımız bilgileri kategorize etmeyi ve doğru kullanmayı öğretiyor. Önümüzdeki çağ verimlilik çağı, önümüzdeki çağ bilgiyi kullanabilme çağı sevgili okur.
He bir de fikrim değişti mi değişti. Böyle bir yardım organizasyonu benim Toyota’ya duyduğum güveni artırdı ve bakış açımı değiştirdi. Şimdi alıcı gözle bakıyorum. Söz gelimi emisyon skandalından sonra Volkswagen diye bir marka yok benim gözümde. Bilinçli tüketici olmak kolay bir iş aslında.
Öpüyorum.