The Danish Girl

2015 yılında vizyona giren dram/biyografi türünde gerçek hayattan alınma bir film Danish Girl. Başrol oyuncusu Eddie Redmayne’nin mükemmel oyunculuğu ile şahane bir film. Karakterin duygusunu, hissettiklerini öyle güzel aktarıyor ki siz bile hissedebiliyorsunuz. Oyunculuğuna zaten hayran olduğum bir insan kendisi. Geçte olsa tebrik ederim. Bu filmi uzun aralarla iki kez izledim. Danish Girl filminin konusunu kısaca anlattıktan sonra, kendimde oluşan duyguları anlatmak istiyorum.

Danish Girl, ilk transseksüel bireyi ele alan bir film. Evli bir çift, ikisi de sanatçı, ressam. Einar başarılı ve popüler bir manzara ressamı, karısı Gerda portre sanatçısı.

Bir gün Gerda, kocasından yardım istiyor ve balerinin o ipeksi ve bir o kadar da yumuşak çoraplarını ve ayakkabılarını giydirerek tablonun son kalmış aşamasını tamamlıyor. Einar o sırada da içinde küçüklüğünden beridir bastırdığı duygular ortaya çıkıyor. Ve Lili doğuyor.

The Danish Girl | af6d39cce7280ac5705b70661ec887d4 the danish girl eddie redmayne

Gerda Einar’dan yardım istedikten sonra verdiği poz

Burada aktarılmak istenen her duygu karmaşası, Einar’ın yani Lili’nin hissettiği her şey aslında gerçek hayatta da gerçekten hissettiği şeyler. Einar’ın bedeninde hapsolmuş bir kadın var ve Lili onu ortaya çıkartma cesaretini gösteren bir insan. O kadın kıyafetleri, o feminen tavırlar, bakışlar aslında Lili’yi Lili yapan şeyler. Filmin ortasında geçiş yapacak olursak Einar’ın gittiği her doktor bunun bir hastalık olduğunu söylüyor. En son gittiği doktor ise Lili’nin kadın bedenine dönüşebileceğini söylüyor. Zira gerçek hayatta da zaten Einar interseks olan bir birey.

İnsanların Yaşama Hakkı

Lili ameliyatın ilk aşamasını başarıyla atlattıktan sonra düşlerine bir adım daha yaklaşmış oluyor. (Gerçekte toplam 5 ameliyat oluyor) Karısı Gerda ile bu dönemde yakın bir ilişki kuruyorlar. Gerda’nın da gerçek hayatta lezbiyen olduğunu ve açığa vuramadığı duygularını ve hislerini Lili üzerinde gerçekleştirebildiği de bir gerçek. Hatta bir kesitinde “Einar’ı öpmek, kendimi öpmek gibi” demişti. Buradan anlayabiliyoruz. Operasyondan sonra, “Kadınımın hayatındaki en büyük özlem, bir çocuğun annesi haline gelmek,” diye yazdı Lili.

Lili’nin ikinci ameliyatından sonra Gerda’ya dün geceki gördüğü o güzel rüyayı anlatması… Mutlu bir ölüm ancak bu kadar saf anlatılabilirdi. Peki Einar gerçekten Lili olamasaydı intihar etmeyi düşünür müydü? Filme bu hissiyat az çok da olsa verilmeye çalışılmıştı ama gerçekte Lili intihar etmeyi kesin olarak düşünüp 1 Mayıs 1930’u da kendini öldüreceği gün olarak belirlemiş.

The Danish Girl | 5c59a685a867f

Queen of Hearts (Lili), Paris , Gerda Wegener, 1928

Günümüze hâla insanlar bir erkek bedeninde kadın gibi hissedenlerin ya da tam tersi olabileceğinin bir hastalık illeti olduğunu düşünüyorlar.  Bunun artık bir sonu gelmesi gerektiğini düşünüyorum. İnsan hissettiği gibidir. Olduğu gibi olmayabilir. Günümüzde kaç trans bireyin toplum tarafından dışlanması yüzünden intihar ettiğini, onların sadece bizim gibi yaşamak ve benimsenmek istediğini hatırlatmak istiyorum. Çok değil yakın zamanlarda -2015- maalesef intihar eden birini hatırlatmak istiyorum. Eylül Cansın.

Gerçekten biz bu kadar kötü düşüncelere, hareketlere, davranışlara, sözlere nasıl böyle olabiliyoruz diye düşünmeden geçemiyorum. Gerçekten bir şeyin farkında olmamız lazım insan, insandır. Söylemek istediklerim bu kadar video her şeyi anlatıyor zaten. İyi günler dilerim.

Yorum yaz!