İnsanoğlunun sürekli artırarak günümüze getirdiği sosyal dürtü: “Güzel görünme” isteği.
Yakın zamana kadar bireysel algıların özgürleştirdiği güzellik kavramı günümüzde tekelleşmenin zirvesini yaşıyor. Mutlaka farkındayızdır da dile getirmemişizdir hiç nesillerin gittikçe istek ve günlük davranışlarındaki benzerliklerin dışında fiziksel olarak da çok benzediklerini. Artık marka takıntılarının, lükse düşkünlüğün, üretmemenin ve sürekli tüketmenin normal karşılanmaya başlandığı bir güruhun kucağına yeni bir kurban düştü. Adı dilimizde “öz çekim” olarak karşılık bulan “ selfie ”.
Oscar gecesinde sunucu Ellen DeGeneres’in dünyaca ünlü oyuncuları toplayarak çektiği fotoğrafla başlayan bu akım artık milyonlarca insanın günlük yaşamının bir parçası haline gelmiş durumda.
Birçok insanın kendisini iyi hissetmesine yarayan selfi aslında çok da masum durmuyor. Fotoğrafların arkasında milyon dolarları aşan bir estetik ameliyat gerçeği yatıyor. İngiltere ve Amerika’da yapılan araştırmalarda sadece bu akımın yüz estetik ameliyatlarında %16’lık bir artışın meydana geldiğini dile getiriyor. Anlayacağımız modern dünyada hali hazırda tekelleşmeye başlamış durumda olan güzellik anlayışı selfie ile beraber ciddi bir ivme kazanmış durumda.
Elbette selfie çekinirken güzel görünmek zararlı bir şey değil. Aksine bireyi sürekli motive eden bir unsur. Fakat özünü kaybeden güzellik anlayışı bir süre motive ettikten sonra kanımca bireyi derin bir depresyon haline sokabilir. Çünkü sürekli ve kısa zaman aralıklarıyla değişen moda veya trend anlayışı artık sadece giydiğimiz bir pantolonda, taktığımız bir gözlükte yada yapılan bir makyajda değil. Bireyin direk fiziksel yapısının, vücudunun değişmesini öngören bir tutumdadır. Bu da bahsettiğimiz milyon dolarlık pazara en büyük katkıyı sağlayan sürekli etkenlerin en büyüğü konumunu alırken bireyi yetişememe veya yetememe gibi bir kaygıyla depresyon haline sokabilir.
ESTETİK AMELİYATLAR
Bu eleştiri asla estetik ameliyatlara karşı olduğum anlamına gelmemelidir. Gözüme batan, beni rahatsız eden veya yazma gereği hissettiğim şey bir zaman bireyin dilinde, tavrında, davranışlarında ilk olarak görmeyi, hissetmeyi arzuladığımız güzellik kavramını gittikçe fiziksel özellikleriyle yer değiştirme eğiliminde oluşumuzdur.
Düşünsenize arkadaşlarınızla buluştuğunuzda ortamda burnu uzun olduğu için takılamayacağınız, çenesi biraz çıkık olduğu için samimi ortamınızda taklidini yapıp beraber eğlenemeyeceğiniz günler ve beraberinde fiziksel özelliklerini günümüzün güzellik anlayışı yüzünden aşamamış bir sürü özgüvensiz insan. Bu örnekler insanların sözde ayıplarıyla dalga geçerek eğlence kaynağı çıkarmak için algılanmamalıdır. Zaten bunlar en başta ayıp değildir. Etrafımda gördüğüm, tanık olduğum en samimi ortamlar bu tür fiziksel özellikleri çoktan aşmış ve arada üç beş dakika espri malzemesi olarak kullanılan ortamlardır.
Son olarak asla kötülemek istemediğim bu akımın sadece kültürel bir yozlaşmaya sebep olabileceğinin güçlü bir öngörü olduğunu dile getirmek için yazdım. Selfie’ye devam ama sonucu pek umursamadan ve sadece o anın mutluluğunu yaşayarak.