Bizlerin yaşlarına gelmiş ve kendilerini genç yetişkin olarak kandırmaya henüz başlamış neslin en büyük heveslerinden biriydi lunapark lar. Gondol sayesinde İlk yüksek sesli küfürlerimiz, çarpışan arabalarda ilk şoförlük deneyimlerimiz ve bir pişmanlık abidesi sonradan eklenen sürekli jeton yutturduğumuz atari salonları. Annelerimiz için de çocukları götüreyim ben de bir hava alırımın merkezi. Öyle ya bu nesilde anne genelde ev hanımı baba para getiren kişi. Anne götürdü götürdü yoksa şansın çok zor.
Yıllar önce İlhan Çetin anlatmış ülkemize lunaparkların belki de kendisinin de bihaber olduğu mucidini. Gerçi isim babasıdır ama çok masumdur o zamanki somut hali. Komünist Sovyetler Birliği Maarif ve Kültür Komiseri “Anatoli Vasilieviç Lunaçarski”. 23 Kasım 1875 tarihinde Poltava’da (Ukrayna) doğduğunda henüz dünyada lunapark adında bir eğlence merkezi yoktu. Daha doğrusu eğlencenin henüz merkezleşmediği, eğlenilebilen her yerin merkez olduğu zamanlar. Paris’teki sürgün yıllarında devrimci hareketine ve komünist partinin faaliyetlerine katkıda bulunmak için kendi başına uydurduğu küçük oyun ve oyuncaklara soyadından da bir şeyler katarak yarattığı “lunapark”.
Ne kadar ilginç değil mi? Komünizme destek kapitalist dünyanın en büyük eğlencesini yaratmış. Günümüzde eski halleri pek rağbet görmese de varlığını küçük boyutlarıyla hemen hemen her alışveriş merkezinde gösteriyor. Ya da bir önceki boyutunu bakkal market ilişki gibi geride bırakarak, onu bitirerek devasa alanlarda kurulanları. Birbirleri arasındaki ilişki de kapitalist kapitalist devam etmiş günümüze kadar.
Lunaçarski 26 Aralık 1933 tarihinde Menton’da (Fransa) , 58 yaşında ölmüş. Ömrü lunaparkların kapitalist haline yetmiş mi bilmiyorum. Umarım görmemiştir. Koskoca devrim hareketinin öncülerinden biri için başlangıcına sebep olduğu kapitalist bir oyun alanı çorbada sinektir. Ama en çok o mide bulandırır.