Google Sokak Görünümü Dünyanın %98’ini Görsel Olarak Haritalandırdı!

Google’ın arama motoru sonuçları son yıllarda haber sitelerinin yararsız içerikleriyle çöplüğe dönmüş durumda. Eskiden derinlemesine bilgi araştırması yapılırken artık yalnızca yüzeyde dolandığımız arama sonuçlarıyla karşılaşıyoruz. Alan uzmanlarının, resmi kaynakların ya da bilgi sahiplerinin yazılarına erişmek olanaksız bir hâl alıyor. Bana sorarsanız arama motoru konusunda yalnızca insanların alışkanlıklarının ekmeğini yiyor Google. Ama bundan yaklaşık 15 sene önce başladığı Google Sokak Görünümü gibi ortaya atıldığı dönemde yalnızca bir düş olan büyük projelerin karşılığını almaya da devam ediyor.

Google Sokak Görünümü Hayatına Ne Zaman Başladı!

Google Haritalar fikri 2004 yılında ortaya atıldı ve 2005 yılında yaşamımıza girdi. Bundan yalnızca iki yıl sonra da Larry Page dünyanın tamamının görsel olarak haritalandırmasına olanak sağlayacak Google Sokak Görünümü’nü ortaya attı. O zamanlar çok yeni olan 360 derece çekim yeteneğine sahip kameralar ve teknoloji destekli araçlarla dünyayı dolaşmaya başladılar. Geride bıraktığımız 13 yılda 16 milyon kilometre yolla insanların yaşadığı alanların %98’inin fotoğrafını çekmeyi başardılar.

Google Sokak Görünümü

Google, bunun için araç giremeyen yerlerde yürüyüş ekipleri, bisikletler, kuzular ve develerden bile faydalandı. Sonuç ise muazzam. İnsanların yaşadığı yerlerin %98’i. Google Haritalar ürün müdürü Ethan Russel 2019 yılında Cnet’e verdiği röportajda bu düşüncenin ilk ortaya atıldığı dönemde yalnızca hayal olduğunu ancak bugün gelinen noktanın şaşırtıcı bir gerçekliğe dönüştüğünü anlatıyor.

Gelecek Sosyal Bilimlerde

21. yüzyılda bir şirketin 15 – 20 yılda bilgiye erişme ve yaşam refahını artırma anlamında dünyayı nasıl baştan aşağı değiştirdiğine tanık olduk. Daha önce de burada Google’ın az bilinen projelerine ilişkin onlarca yazı yazdık. Büyük olasılıkla gelecekteki 15 – 20 yılı da etkileyecekler ancak ben ne yalan söyleyeyim artık hantallaştığını ve ilk kuruldukları kadar yenilikçi olmadıklarını düşünüyorum. Dünyanın en iyi mühendisleriyle çalışıyor olabilirler. Ancak sandıkları kadar akıllı internet örümceklerine ve yönetim şemasına sahip değiller. Oluşturdukları mit yıkılmak üzere.

Mühendislik ve teknolojinin önemini yitirmeyeceğini biliyorum ancak geleceğin parlayan alanının sosyal bilimler ve özellikle dilbilim, antropoloji gibi alanlar olduğunu bu yüzden düşünüyorum. Artık bilgiye erişmek için yeni araçlara değil; bilgiyi işlemleyecek, bağlantı kuracak yeni dilbilim teorilerine, insan zekasını evrensel düzeyde tanımlayan yeni araştırmalara gereksinim duyacağız. Google ancak eğer kendini dönüştürürse -ki bu da yüksek bir olasılık- tekel yerine dağıtık bir internete şans tanırsa ayakta kalabilecek.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere esen kal.

Yorum yaz!