Bugüne biraz şaşırtan biraz da yüz güldüren fotoğraflarla başlayalım dedim. Bu güzel bebeklerin bir tek kalpleri eksik sanki! İnsan inanamıyor oyuncak olduklarına. Araya da gerçek bir bebek fotoğrafı koydum bakalım bulabilecek misiniz? Neyse lafı uzatmayayım, sizi aşırı gerçekçi oyuncak bebekler ile baş başa bırakayım:
EDİTÖRÜN NOTU
Küçükken bir ara Gerçekçi Oyuncak Bebekler vardı Türkiye’de. İlgin eşyalar satılan dükkanlarda yer alırdı. Yurt dışından gelirdi. Tam da şu Detaylarla Dolu El Yapımı Oyuncaklar Üreten 100 Yıllık Atölyeye ilişkin yazdığımız yazıda anlattığımıza benzer bir şeydi. Sonra Türkiye’den kayboldular. Halbuki baya ilginç bir oyuncaktı. Yukarıdaki bebekleri de gerçeklerinden ayırt etmek olanaklı değil. Ben bulamadım gerçek bebeği mesela.
Aslında buna benzer işler bizi ta Platon’a kadar götürüyor. Sanat doğanın bir taklidi mi yoksa onun yeniden yorumlanması için ortaya konmuş bir araç mı? Ya da sanat ne işe yarar. Bana sorarsanız istese de istemese de toplumları iyiye götürmek gibi bir görev üstleniyor ancak son tahlilde sanatın bir işe yaraması gerekmiyor. Baktığınız her şeyden bir çıkarım yapmanız da anlamsız. Sanat sizin duyularınıza sesleniyor ve öğrenmenizi gizil bir yoldan yapıyor zaten. Sanat yapıtına bakarken ve duyularınızı hala devindirirken bilinç altınız gerekli deneyimi çoktan elde etmiş oluyor. Belki siz bu deneyimi anlayamıyorsunuz adlandıramıyorsunuz tarif edemiyorsunuz ama bir sanat yapıtı karşısında kaldıktan sonra bu deneyiminiz sizin vereceğiniz kararlarda kendini göstermeye başlıyor ve kimi zaman bunn bilincine bile varamıyorsunuz. He sanat uzmanlık alanınızdır o ayrı. Ben mesela bir metinden neden etkilendiğimi bir metnin ne işe yarayacağını anlayabiliyorum. O yüzden edebiyatın eğitim ortamlarında nasıl kullanılması gerektiğine ilişkin de bir sürü önerim var. Ama ben bu işin okulunu okuyorum sonuçta sevgili okur. Ben de bir resmi ya da filmi yorumlayamıyorum yalnızca haz almaya bakıyorum.
Eyyorlamam bu kadar görüşürüz.
Kac tl