Dünyanın ilk sosyal robotu Jibo, insanlarla etkileşime girebiliyor, çocuklara hikaye anlatabiliyor, fotoğraf çekebiliyor, tanıtım filminden de görebileceğiniz üzere görüntülü konuşma için pratik bir araç haline geliyor falan filan…
Şimdi koca robottan beklentimiz bu mu diyebilirsiniz? Fotoğraf çekecek, hikaye anlatacak, yemek tarifi bulacak! Ama durum bence enteresan sevgili okur, bugün bizle bu şekilde etkileşime girebilen robotlar gelecekte yapay zekanın da gelişmesiyle bilim kurgu filmlerinde izlediğimiz dünyayı gerçek kılacaklar ki zaten çok değil bir on yıl öncesine kadar Jibo gibi bir robotta bilim kurgu ürünüydü. Edebiyat ve teknoloji arasındaki ilişki böyle. Mühendislere de ilham veren şey eninde sonunda hayal. Söz gelimi Jules Verne de Ay’a Yolculuğu yazdığında bilim kurguydu ama sonra insanlık aya seyahat etti. Dolayısıyla sosyal bilimleri ve edebiyatı hiç küçümsememek lazım ama konumuz bu değil. Konumuz yapay zekanın ilerlemesiyle ortaya çıkacak robotlar ve Jibo.
Alanın meraklıları daha önce webde Elon Musk ile Mark Zuckerberg’in arasında yaşanan tartışmaya rastlamış olabilirler. Bu yüzyılın gerçek Tony Stark’ı Elon Musk Abimiz yapay zekayı tehlikeli bulduğunu söylemiş, Zuckerberg’de yapay zekanın hayatımızı inanılmaz kolaylaştıracağını; sağlıkta, eğitimde, tarımda ve bunun gibi birçok alanda yapay zekanın efektif olarak kullanılabileceğini savunmuştu. Hoş bu noktada iş adamı olarak yapay zekaya yatırım yapan Zuckerberg’in haklı bir sermayesini koruma girişimi de olabilir ancak sonra yapay zekaya sahip iki robotun tehlike ihtimallerinin temelini atan ve Facebook’un yapay zeka araştırmalarındaki iletişim fikrini rafa kaldırmasına neden olan bir gelişme oldu.
Facebook’un pazarlama alanında kullanmak için tasarladığı bir bot türünün birbiriyle iletişime geçmesine ve makine öğrenimi yapabilmesine imkan tanınıyordu. Çalışmalar sırasında bu botlar o kadar geliştiler ki botlardan botlara yapılan konuşmalar sırasında bizim onlara kodladığımızdan farklı bir dil kullanmaya başladılar. Kendilerine ait bizim anlamadığımız bir iletişim şekli geliştirdiler. Bu belki bildiğimiz gibi iletişimin kavramının tüm ögelerini içinde barındıran bir iletişim değildi ama birbirleriyle farklı bir dilde etkileşime girmeyi becerdiler.
DÜNYA NEREYE GİDİYOR?
Elon Musk’ın gene haklı çıkmasının dışında dünyanın gelecek yüzyıl içerisinde nasıl bir yer olacağını düşünmek dahi bizi fazlasıyla heyecanlandırıyor. Tabi bütün bu teknolojik gelişmelerin bir de insanda yarattığı travmalar olacak. Neredeyse her yazıda belirttiğim gibi makinelerin ilk devrimi olan sanayi devriminde Rousseau, insanların bu devrimi içselleştiremediğini yazıyordu. Belki bugünün acımasız kapitalist sisteminin oluşmasının nedeni de buydu. Şimdi diyorum ki bu sosyal robotların gelişmiş hali büyük ihtimal romantik ilişkilerimizin dahi muhteviyatını değiştirecekler. Yeryüzünde gittikçe yalnızlaşan insanın yapay uyaranlarla dolu dünyasında yapay bir ilişkisi de peyda olmuş olacak. Bu durumun çaresizliğini anlamak için Mr. Robot’taki polis ablanın evindeki sosyal robotu düşünebiliriz.
Diyor ve ne anlattığını tam anlamadığım ama birçok haber içeren bu girdiyi de burada sonlandırıyorum.
Yakşanlar.
NOT: He isterseniz bu Jibo’yu satın alabilirsiniz, gogıllamanız yeter sevgili okur, öyle evlerimize kadar girmeyen bir teknoloji değil yani. Giriyor ve yaygınlaşıyor.
NOT 2: İyi aile robotu Babür’ü hatırlayanlar el kaldırsın!