Dünyanın İlk Geri Dönüşüm Alışveriş Merkezi

İsveç’in Eskiltuna kentinde yer alan bu alışveriş merkezinde satılan her şey ikinci el. Geri dönüşüm başkenti olarak anılan kentte yer alan bu alıveriş merkezi, ciddi de bir cazibe merkezi haline gelmiş durumda. Bizlerin Dünya Ekonomik Forumu tarafından yapılan bir video ile haberdar olduğu bu alışveriş merkezi -ki video sırf Facebook üzerinde 25 milyon izlenmiş – doğayı koruyan zekice ve devrimsel bir çıkış yolu olarak anılıyor.

Dünyanın 28 farklı ülkesinden binlerce farklı ziyaretçi ağırlayan bu alışveriş merkezinde 14 geri dönüşüm uzmanı çalışıyor ve kendin yap ürünlerinden, mobilyalardan, elektronik ürünlerden, kıyafetlere ve mutfak gereçlerine kadar her şeyi yenileyip ya da onarıp satıyorlar.

Alışveriş merkezinin yöneticisi Anne Bergrstörm, İsveç’te 200’e yakın yerel yönetimin buna benzer bir alışveriş merkezi açmak için kendilerine başvurduğunu anlatıyor. Hizmetlerinin yalnızca ürün satmakla sınırlı olmadığını belirtiyor. Bir tüketici gelip eski bir eşyasını alışveriş merkezine değerinde satabiliyor ve dilerse eski bir eşyası için yalnızca yenileme ve onarım hizmeti de alabiliyor. İş modeli çok. Hatta dileyenler alışveriş merkezinde küçük dükkanlar da açabiliyor. Dükkan kiraları 150 dolardan başlıyormuş. Türkiye’deki AVM’lerin dükkan kiralarına bakınca dolar kuruna rağmen mütevazi bir rakam.

Bergrstörm, geri dönüşüm alışveriş merkezinde satılan her şeyin yenilenmiş olduğunu dolayısıyla yeni alacak biri için bildiğiniz yeni olduğunu söylüyor. Dolayısıyla müşterinin sıfırı için daha fazla para vermesinin mantıksız olduğunu sözlerine ekliyor. Bu sözlerinde haklı olduğu 2018 yılında açıkladıkları 1.22 milyon dolar kârdan da anlaşılabiliyor. Doğaya gram zarar vermeden katma değer üretiyorlar. Bu kadar mütevazi bir işin bu kadar değerlenmesi yalnızca girişimle de ilgili değil tabi. Bu girişimin kurulduğu ülke iklimiyle de ilişkili.

İSVEÇ’TE GERİ DÖNÜŞÜM

İsveç 1980’lerden beri uyguladığı geri dönüşüm politikalarıyla evsel atıklarda dahi %99 gibi rekor bir geri dönüşüm oranına sahip. Bu çöplerin %50’sini de yakarak enerji üretiyorlar. Dolayısıyla Retuna’nın açılmasına da destek olmaktan çekinmemişler. Retino da bu desteğin farkında. Yalnızca kapital bir şirket olarak tanımlanmaktansa çalıştaylar, eğitimler ve sergiler düzenliyor. Gelirlerini sivil toplum kuruluşlarıyla paylaşıyor. Yüksek okul öğrencileri için düzenledikleri sertifikalı geri dönüşüm programları bile var.

Hem Stokholm’e 110 kilometre uzaklıktaki Eskiltuna halkı da bu alışveriş merkezinden çok memnun. Yaklaşık 200 yıldır Stokholm’e gidip gelen 70 bin nüfuslu Eskiltuna ahalisi. Eskiltuna’nın bu kadar prestijli bir biçimde popülerleşmesinden oldukça memnun. Bu arada IKEA tarzında bir açık konsept üzerine kurulu alışveriş merkezinin yapımında yalnızca geri dönüştürülebilir ürünlerin kullanıldığını söylememe gerek yok sanırım. Oturduğunuz kafedeki tahtalar ve tabak çanaklar bile hep yenilenmiş ürünlerden oluşuyor.

Ben azıcık parası olan bir girişimci ya da söz gelimi yeni seçilmiş bir belediye başkanı olsam düşünmeden yatırım yapardım böyle bir işe. Türkiye için örnek teşkil eder ciddi de bir kâr elde ederdim. Marka planlamasını doğru yapıp prestijli ve arkasında fikir olan bir iş haline gelirseniz, varlıklı zümrenin de aklını çelerek inanılmaz yerlere gelirsiniz.

Bir de İsveç’in 2045 yılında sıfır emisyon salınımına sahip bir ülke olma hedefi olduğunu söylemiş miydim? Ülkedeki hedefe ve vizyona bak. İnsan imreniyor.

NOT

Türkiye’de ikinci el işini zaten spotçular yapıyorlar ne farkı var bundan? diye düşünebilirsiniz. Farkı büyük. Kapitalizm paketlemeyi sever. Boşa mı var o kutu açılışı videoları. İnsanlar paketleri açmaktan haz duyuyorlar artık. İşinizi iyi pazarlamak zorundasınız. 21. yüzyılda üründen çok paket ve bu paketi satış biçimi önemli artık. Yanlış ama oyunu kurallarına göre oynamakta da ayıp bir şey yok.

Ben bu haberi şurada gördüm. Tor Kjolberg adında bir İsveçli kaleme almıştı. Sen de bakabilirsin. Yeni bir yazıda görüşmek üzere kendine iyi bak sevgili okur.

Yorum yaz!