Ankara yolculuğu içeriğini buradan dinleyebilirsiniz.
İçerik Özeti
Doktora tezimi vermeye Ankara’ya gittiğim bu yolculuğun bir anısı kalsın istedim. Gezi yazısıyla anının karışımı bir içerik oldu.
Yolculuk Ankara’ya… Yirmi beş gün önce savunduğum doktora tezimi teslim etmeye gidiyorum. 6 yıllık sürecin sonu. Taşındım, üç kent değiştirdim, iş değiştirdim, evlendim… Doktora hala bitmedi derken sonunda bitti. Özellikle son altı ayı inanılmaz zorlayıcıydı ama insanların anlattıklarını duydukça hocalarım konusunda hep şanslıydım.
Otobüse Giresun’dan bindim. Karadeniz’den çıkarken bilirsiniz otobüs her yere girer. İlçelerden, terminallerden insanlar gelir. Akademik kariyerin çoğu bu otobüsler beklenerek, dar koltuklarda çalışılarak, dinlenme tesisleri adımlanarak, sabaha karşı köpeklerle birlikte HAVAŞ beklenerek geçer. Paralar hep yollara gider.
Dinlenme tesislerinin de ayrı bir ruhu vardır ama her biri birbirinden farklıdır. Kimi izbe, kimi canlı, kimi işlek kimi de belki gidilen saatle ilgili çok durgun. Ne bileyim kimi dinlenme tesisi çok dindardır mesela. Satılan ürünlerden yapısına anlarsın onu. Kiminde de hiç yoktur böyle bir durum.
Her birinde garip bir içerikle karşılaşırsın. Bu son yolculukta da böyle oldu. Dinlenme tesisinde gördüğüm garip oyuncağa bakın mesela.
Bu da bir kedi. Sordum mola veren bir arabadan bırakıp gitmişler. Burada bakılmış. Sonra yakındaki karakola vermişler ama karakoldan kaçıp gene buraya gelmiş. Bir dinlenme tesisi bağımlısı sanırım. Sevimli bir şey.
Ankara’ya Merhaba
Ankara’ya girdik. Griliğine doyamadığım bu güzel kent alaca bir sabahla karşılıyor beni. AŞTİ’de inip Ankaray’ a geçiyorum. Ancak arıza var. Yarım saat kırk dakika bekledim. Şanssızlıklarla başlamak üzücü. Üstelik ortalık baya kalabalıklaşıp hararetlendi.
Sorun giderildi. Ankaray’a bindim ve Kurtuluş durağında indim.
Üniversitemin girişi. Yaşamım böyle yokuş çıkmakla geçti. Yüksek Lisans’ta da Dokuz Eylül’e tırmanıyordum. Yalnız Dokuz Eylül’ün yokuşu daha uzun ve acımasızdı. Burada yürümesi biraz daha keyifli.
Tezin ciltlemesini ve baskısını fakültenin içindeki kırtasiye yapacak. Tez ciltleme işlerinde üniversite fark etmeksizin herkese eğer fakülte içinde bir kırtasiye varsa o kırtasiyeleri öneririm. Bu işi çok sık yaptıkları için hata yapmıyorlar ve gördükleri yanlışlarda da sizi uyarıyorlar. Ben tezimi elektronik iletiyle yollamıştım. Basılıp ciltlendi. Doğrudan alıp teslim edeceğim ama kırtasiye henüz açılmadı. Açılana kadar fakültenin koridorlarında biraz dolaşıyorum.
Burası ÇOGEM (Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Uygulama ve Araştırma Merkezi) Türkiye’nin ilk Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Araştırma ve Geliştirme Merkezi. Prof. Dr. Sedat SEVER tarafından kuruldu. Web sitesini kontrol edebilirisiniz çocuklar için yaşlara göre kitap önerileri var. Bunun dışında yürüttükleri yararlı çalışmaları ve her sene verdikleri ve artık çocuk yazının saygın bir yer edinen ödülleri var.
Kütüphaneye gidip son kontrolleri yapıyorum. Kırtasiye hala açılmadığı için Tombiş’de bir yemek…
Tezi aldım. Enstitü’ye teslim ettim ve işlem tamam!
Bir süre durdum. Bundan sonra ister sola yürürüm ister sağa. İster kahve içerim ister yerdeki karıncaları seyrederim. Biraz nefes aldım.
Bundan sonrası yürümeyi en sevdiğim yol. Kızılay Cebeci arası. Üşenmedim yolun tamamını videoya aldım ve Youtube videosuna ekledim. Dinlenmek için bu yolu benimle birlikte yürüyebilirsiniz. Bir yorum ya da konuşma yok. Sıkılırsanız bir sonraki bölüme atlayın.
VIDEO GELECEK
Bunların dışında. AŞTİ baya gelişmiş yalnız. Üst katta kent kartla girilen Avrupa standartlarında çalışma alanları var. Popeyes, Burger King bile açılmış.
Ben hisli dönerim bugüne kadar yaşadıklarım gözlerimin önünden geçer falan sanıyordum ama öyle olmadı. Hayli de olaylı bir yolculuk oldu. Samsun’da otobüsümüz değiştirildi. Uzun süre bir belirsizlik içinde bekledik falan… Kaptanla muavinin muhabbetini dinleye dinleye geldim ama.
Bu yolculuğun bir anısı kalsın istedim. Hocam önemli olanın doktor unvanını almak değil taşımak olduğunu söylemişti. Şimdi geriye daha çok çalışmak kaldı. İlk konferans 13 Ocak’taydı!
Yalnız o da bitince şimdi 6 ay bilgisayar oyunu oynayıp, Youtube’a içerik üretip, yarım kalan romanımı tamamlayacağım. Bir de koltuğa uzanıp bol bol Feyime’yle sohbet edeceğim.
Görüşmek üzere, esen kalın.