Frederico Babina adında bir sanatçı abi var. Akıl Hastalarının İç Dünyası nı yorumlamış. Böyle ilginç bir işe kalkışmış. Sitesinden çok daha süpersonik eserlerine ulaşabilir ve hatta evinize kadar sipariş edebilirsiniz.
Dijital sanatların getirdiği değişimle birlikte artık sanat yapıtlarını eve kadar uygun fiyatlara sipariş edebilmemiz sanat tarihinin geçirdiği en inanılmaz değişimlerden herhalde. Sanat yapıtının fiziksel olarak biricikliği ortadan kalkıyor ve illa fırça darbelerine vesaireye övgü düzmeden bir reprodüksiyonu internetten alabiliyorsunuz. Bir sanatçının elinde çıkma sonsuz sayıda aynı tablo gibi düşünebiliriz. Tabi sanatın değerli kalması için mutlaka para etmesi gerekiyor. Şimdi hiç sanat para için yapılmaz demeyin. Gerçi haklısınız para için yapılmaz ama mutlaka para etmesi gerekir. Çünkü eğer para etmezse yeni galeriler açılamaz ve yeni filmler çekilemez. Sanat yapıtı fiziksel olarak biricikliğini kaybedince önce sınırlı sayıda kopya yöntemine başvurdu kimi galeriler.
Ancak kopyalamanın önüne geçmek bugünün teknik koşullarında olanaksıza yakındı. Bu sebeple bir süre sonra bununla da uğraşmadılar ve sanat yapıtı kişinin kurduğu bağa özel tikel bir şeye dönüştü. Artık sanat yapıtı onu satın alan kişiye özgüydü.
Akıl Hastalarının İç Dünyasına Yolculuk da Frederico Babina’nın önemli bir yapıtı. Buradaki ekran görüntüleri yüksek çözünürlüklü değil ve kaynak belirtilerek paylaşılmış durumda. Sitesine girip geri kalan yapıtlarını da incelemenizi öneririm.
HASTALIK DEĞİL ZEKA UYUMSUZLUĞU
Bu arada akıl hastalarının da kimi sanat alanlarına takıntılı derecede ilgi duyduğunu çok başarılı yapıtlar ortaya koyduğunu da söylemek lazım. Yeryüzünde deliliğin sınırlarında dolaşan çok fazla sanatçı var. Bir de başlığı akıl hastalığı olarak koydum. Evet bilimsel tanım olarak da insanın yaşamını güçleştirdiği için hastalık sayılırlar ama aklın diğer insanlardan farklı çalışması durumu biraz da akıl hastalığı dedikleri şey. Otistiklerde mesela bir zeka geriliği yok uyumsuzluğu var. Süper zeka çocuklar da öyle zekaları uyumsuz yani inanılmaz yetenekliler ancak bunu kanalize etmeyi beceremiyorlar. O bakımdan ben akıl hastalıklarının çoğuna özellikle başka insanlara ya da kendilerine fiziksel zarar vermiyorlarsa zeka uyumsuzluğu demek istiyorum ve çözümün kendilerine göre bir yaşam kurmalarıyla olanaklı olacağını düşünüyorum. Şizorfreni ya da klinik rahatsızlıklar gibi ciddi rahatsızlıkları hariç tutuyorum elbette ama mesela anksiyeten var kentten uzakta yaşaman gerekir. He işim yok gücüm yok olanaklı mı diyorsanız değil ama çözümün çoğu böyle elde edilir gibime geliyor. Bizim çağdaş dünyada yapmaya çalıştığımız şey şekeri yiyelim ama ilacımızı da kullanalım durumu sanki. Aslında şekeri bırakman gerekiyor ama hem şekeri yiyorsun hem de ilacı. Uzman değilim tabi. Yorum yalnızca. Bilmediğim alanda yorum da yapmayı sevmiyorum gerçi ama düşüncem bu. Yakşamlar dilerim.