Amerikanın ulusal bir haber sitesinde IHS Market adındaki bir araştırma şirketinin istatistikleriyle karşılaştım. Amerika’da an itibariyle yollardaki araçların yaş ortalamasının geçtiğimiz yıla göre %4 arttığı anlatılıyordu. Tüm zamanların en büyük rakamı olan 11.8’e ulaştığı belirtiliyordu. Trafikteki araçların ortalama yaşı bize birçok konuda düşünme olanağı veriyor elbette.
Amerika biliyorsunuz geniş yollar ve ucuz benzinin dışında kent çevresinde yaşayan insanlar için sunduğu kötü ulaşım olanakları yüzünden insanları kendi arabalarını almaya iten bir ülke. Arabaların ülke kültüründe önemli bir yeri var. Bu yüzden an itibariyle Amerika’da trafiğe kayıtlı 278 milyon araç var. Ancak insanlar eskisi kadar büyük bir hızla yenilerini almıyorlar. Bunda Amerika’daki araç kredilerinin 6 ila 7 yıl arasında değişiyor olmasının, uzun ödeme programlarının da etkisi var. Ancak eskisi gibi bir kredi biter bitmez diğerine de başvurmuyor artık insanlar.
Amerika’daki bu araç yaşının refah düzeyindeki değişimle bir ilgisi olabilir. Ancak bir yandan dünyadaki temel eğilim de değişiyor. Yeni araçlar almak eskisi kadar havalı değil. Geri dönüşüme önem verilen bir dönemdeyiz. Bir on sene önce eski araçlar kullanmak utanılacak bir şeyken artık elinizdekiyle ne kadar idare ettiğiniz entelektüel anlamda toplumsal statünüzü artıracak bir noktaya bile getirebiliyor sizi.
Bu arada Amerika’ya ilişkin çarpıcı bir istatistik daha var. Trafikteki 16 yaşından daha büyük araçların oranının %22’nin üzerine çıktığını belirtiyorlar. İlerleyen yıllarda bu oranın artacağını da ekliyorlar. Bu bir taraftan insanların satın alma alışkanlıklarını değiştirmesi itibariyle olumlu ancak dünyanın karbon salınımını azaltmak için de çok doğru bir yol değil. Amerika’nın bu alanda dünyadaki trendleri etkilediği bilinen bir gerçek. Ulaşım alışkanlıklarının karbon salınımı yapmayan toplu taşıma yöntemlerine ya da motorinli, benzinli araçlar yerine elektrikli arabalara doğru kayması lazım. Ancak istatistikler eski arabaların sayısının artacağını söylüyor.
Peki Türkiye’deki durum ne?
Türkiye’de kara taşıtı olarak kayıtlı 23 milyon civarında araç var. Bunların 12,5 milyonu binek araç. TÜİK’in verilerinden yararlanarak sizin için bir tablo yaptım.
Türkiye’de 2002 yılından bu yana trafikteki araç sayısı silinenleri de düşünerek hesapladığımızda bile her yıl ortalama 464.787 adet artmış. Ancak bu rakam 2019 yılında neredeyse 2002 yılındaki seviyeye gerileyerek 104.859’a düşmüş. 2020 yılı tamamlanmadığı için son verilere sahip değiliz ancak eldeki verilerle salgın öncesi dönemi kıstas alırsak 2020 yılında trafiğe eklenen araç sayısının 2002 yılının da gerisinde olduğunu tahmin etmek olanaklı.
TÜİK’te 2018 yılından sonra trafikteki araçların ortalama yaşı hakkında bir veriye ulaşamadım ancak 2018 yılına kadar ulaştığım tablo şu biçimde:
Bu verilere göre ülkemizdeki araçların 6 milyon 361 bin 348’i yani trafikteki araçların yarısından fazlası 10 yaşından büyük. 2019 ve 2020’deki oranları tam olarak bilmiyoruz. Ancak projeksiyonu genişletip kabaca bir tahmin yapacak olursak Türkiye’de trafikteki araçların ortalama yaşı 11 olarak çıkıyor. Bizdeki sebepler tüketim alışkanlıklarının değişmesinden ziyade ekonomik gibi görünüyorlar. Ancak alan uzmanları bu değişimi daha başka verilerle ilişkilendirerek açıklayabilirler.
NOT
Bana bu içeriği üretme fikrini veren de Murat Önderman’ın tiviti oldu. Bu konuda ortaya koyduğu düşünsel emek için teşekkür ederim. Ben verileri TÜİK’ten elde ettim. Detaylı ve daha tutarlı bir projeksiyon yapmak isteyenler için TÜİK’in verileri halka açık. Oradan yararlanabilirler.
Görüşmek üzere kendinize iyi bakın.