Trump ve Simpsonlar … ABD’de Trump ‘ın seçilmesinin ardından bu mevzunun –The Simpsons ‘larda önceden işaretinin verdildiği teorisi- dedikodusu baya yükseldi. Bende ufak çaplı bir araştırma yaptım. Bölüm 2000 yılında yayınlanmış. İnsanlar böyle şeylere bayılıyor. Yaşamımızı birilerinin yönettiği düşüncesi, üzerimizden büyük bir sorumluluğu alıyor galiba. E bu rahatlayış da bize haliyle çekici geliyor.
Hal böyle olunca herkes The Simpsons ‘da yayınlanan Trump ‘lı bölüme hayretle baktı; Trump ve Simpsonlar ! Ancak olay aslında hiç düşündüğünüz gibi değil.
Çocuk Bart, yetişkin Bart olduğunda babası Homer’a benziyor, kız kardeşi Lisa ise Amerika’nın ilk kadın başkanı oluyordu. Lisa Trump’ın bıraktığı ABD’nin berbat olduğundan bahsesiyordu. “E ne var bunda!” demeyin. Trump o dönemlerde de siyasetçi ve tanınan bir insan. Hatta bizim Turgut Özal ile bir münasebeti bile var.
İşin daha da ilginç yanı Trump dizinin yayımlandığı o tarihte Reform Partisi’nden başkan aday adayı oluyor. Can çıkar huy çıkmaz demişler Trump o zamanda aynı Trump. İnsanlar o zaman da düşünmüşler bu herif bizi yer diye. The Simpsons senaristi de almış payını buradan sürmüş piyasaya.
Gelelim bizim bu dedikodulara merakımıza. Yaşamlarınızı kısmen başkaları yönetse de siz hala değerli varlıklarsınız. Buradan etkilendiyseniz ben de şuradan etkilendim: Rollo May, Sartre.
Diyor ve girdiyi bitiriyorum.
SONRADAN GELEN EDİTÖR DÜZENLEMESİ
Bakın dünya tarihi nasıl değişti. Sarı kafanın dünyaya yaptıklarına bakınca elbette desteklenecek bir tarafı yok ama sanki biraz şunu sağladı. Elitlerin de aptal kurallarının da canı cehenneme dan dun yöneteceğim bu ülkeyi dedi ve öyle de yönetiyor. Yıllardır oluşturulan diplomatik kuralları, temkinli açıklamaları bir kenara attı. Dünya’da onunla birlikte politik anlamda evrim geçirdi. Üst tabakanın kendini ayrıştırmak için ürettiği dili ve kuralları yerle bir etti.
Noam Chomsky bir yazısında demişti Avrupalılar söz gelimi akademik geleneklere, kraliyet kurallarına ve bir ton saçmalığa ya da entelektüel bireylere çok saygılılar aslında bu çok anlamsız. Söz gelimi Fransa’da bir şey üretmiyor olsa da entelektüel bir bireye saygı duyulur. Ancak Amerika’da bir şey üretmiyorsanız allame-i cihan olsanız kimsenin umrunda olmaz diyordu. Chomsky Amerikalıların bu taraflarını beğendiğini söylemişti. Burada üretim illa kapital düzeyde bir ürün üretmek değil bir kitap yazmak gibi bir durumdan söz ediliyor.
Trump gelerek bu sahte üst dili yok etti sanırım biraz.