Lars Von Trier

Lars Von Trier “Dogma 95” akımının öncülerindendir. Aslında bu Dogma 95 dediğimiz akım da bir gece kafa dengi olan arkadaşıyla -Thomas Vinterberg- sofradayken 10 maddelik bir bildiri hazırlayıp bunun üstüne yemin etmesinden ibarettir. Sinemanın yapaylığından uzak durmaya yönelik bir ant gibi.

Bu film akımının kriterlerine örnek vereceksek eğer ki;

  • Ses, kesinlikle görtüden ayrı üretilmemelidir. (Yani sadece filmde geçen sesler olmalı yapay yada sonradan eklenen sesler olmamalı, doğal olacak)
  • Kamera, elde taşınıyor olmalıdır. Elde taşınan kamera ile elde edilecek hareketlilik ya da hareketsizlikler serbesttir(Kameramanlara bağımsızlıklarını vermişler).
  • Film, renkli olmalıdır. Özel ışıklandırma kullanılamaz(Yine doğallığı savunarak aydınlatmalara para mı vereceğiz düşüncesi)

Lars Von Trier , 12 yaşında okuldan kaçmış, mental bakım evinde senelerini geçirmiştir. Bu deneyimlerinin dünyayı algılama şeklini ve kendi sineması üzerinde büyük değişiklikler yaptığını söyler. Danimarka Sinema Okuluna giderken çektiği filmlerle ödüller almıştır. Ancak Avrupa’nın bu genç yönetmeni, asıl ününü çektiği “Hipnoz Üçlemesi” nin son filmi olan “Avrupa” ile Cannes‘da (1991)  jüri özel ödülünü alarak kazanmıştır. Öyle bir yönetmen ki Cannes‘da “Karanlıkta Dans” adlı filmiyle ödül aldığı zaman salonun yarısı alkışlar iken, yarısıda “Yuuuhh!!” lamıştır. Gerçi Trier‘inde istediği de tamda buymuş.

ÖNE ÇIKAN FİLMLERİ

Lars Von Trier | Nymphomaniac Fotoğrafları

Sorgusuz sualsiz kabul edilen kuralları yıkıp iftirayı, ahlakı, cinselliği, dini, kibri, kadını ve toplumu, çarpıcı, olabildiğince açık ce gerçekçi bir şekilde filmlerine yansıtıyor Trier. Bir filminde kör bir kadının iftira atılıp idam edilmesini anlatırken, diğer bir filminde hasta kocasının isteklerini yerine getirirse ölmeyeceğine -ki eğer yapmazsa Tanrı’nın ona küseceğine inandırılmış ve dindar bir kadına dönüşen insanın hikayesini anlatıyor. Başka bir filmde insanın içindeki diğer kötülükleri…

Bakın bu adamın öyle değişik bir kafası var ki: Uçak korkusundan dolayı kalkıp seyahat edemiyor ama Amerika-Fırsatlar Ülkesi Üçlemesi seri filmini çıkarıp ABD’yi yerin dibine sokmaktan da geri durmuyor. Bu üçlemenin ilk filmi olan Dogville(2003) Türkiye’de ilk yayınlandığında(Nicole Kidman‘nın oynamasından mıdır bilmem) iyi bir izlenme sayısına ulaşmış. Ama assıl olayın patladığı film Manderlay(2005). Usta yönetmenimiz fena gerçekten fena, çok sivri dilli mi desem ne desem bilemedim.

Lars Von Trier | Nymphomaniac Arkaplan Resmi

Lars Von Trier ‘ın 1996’da çektiği “Dalgaları Aşmak”, 1998’de “İdiots” ve 2000 de çektiği “Karanlıkta Dans”– bu film Cannes‘da Altın Palmiye ödülü almış- başarılı filmlerinden bir kaçıdır. “İyi bir film ayakkabının içinde kalmış taşa benzer.” demiş usta.

Birkaç ufak tavsiye verecek olursam: İlk olarak Nymphomaniac(2014) adlı iki bölümden oluşan filme bir bakalım. Herşeyi olabildiğince açık hatta apaçık sergileyince Trier, şahsen insan kendini sorgulamaya başlayıp, filmdeki karakter adına bile utanıp üzülüyor. Benim tavsiyem diğer filmlerinden başlayın: Dogville, Manderlay, Karanlıkta Dans, Dalgaları Aşmak, Melankoli, Deccal, Avrupa, Gerizekalılar vs.

NYMPHOMANIAC(2014)

Birkaç filminden bahsetmek istiyorum size ilk olarak merak etmeyin diye Nymphomaniac‘tan bahsedeyim biraz.

Filmde her şeyi görebilirsiniz. Aşırı rahatsız edici sahneler var. Ama başrolümüz ilk filmde de ikinci filmde de seks düşkünü bunu bilin.

Ama sakın filme erotik ya da pornografik olarak yaklaşmayın. Film çekerken bizim tabirimizle ahlak kurallarına bağlı kalmak zorunda değildir hiçbir yönetmen. Evet rahatsız ediyor olabilir ama emin olun şu dönemde dokuz aylık bebeğe yapılan tecavüzden daha iğrenç değil…

Lars Von Trier | Manderlay

Konuya geri dönecek olursak; film, kahramanımızın küçük yaşlarından orta yaşlarına kadar geçen bir serüveni anlatıyor. Toplam iki filmden oluşan seriyi izlerken gerçekten hiç sıkılmıyorsunuz çok sürükleyici bir şekilde ilerliyor film. Filmde hem aşkı, hem sekse düşkünlüğü, hem kadının duygularını anlayınca gerçekten insan bir kötü oluyor.

DOGVILLE(2003)

Diğer bir filmi olan Dogville‘den bahsetmek istiyorum. Amerika-Fırsatlar Ülkesi üçlemesi serisinin ilk filmidir(İkincisi Manderlay). Ben ilk bu filmi izlemiştim ve filmi izledikten sonra saatlerce kendime gelememiştim. Hem ağlamaktan hemde düşünmekten. Bu film ilk başladığında bana ” böyle film mi olur lan” dedirtmişti çünkü kısacası şöyle göstereyim:

İşte böyle başlayan bir film. Yalnız işlediği konuyla vicdan yaptırtacak bir film onu diyeyim. Filmde Grace(Baş karakter[Nicole Kidman]) gangsterlerden kaçıp Dogville‘e gelmiş ve orada Tom’un(Paul Bettany) yardımlarıyla gangsterlerden kurtulmuştur. Ama kendisini  kasabaya sevdirmesi ve ona güvenmelerini sağlaması gerekmektedir.

Lars Von Trier | Manderlay Resimleri

Kendini zamanla sevdiren Grace halinden mutluyken, Dogville’nin duvarlarına asılan aranıyor yazısına kadardır her şey.  Bundan sonrasını anlatıp geriye kalan herşeyi mahvetmek istemem. Kısacası toplumun ahlaksızlığı, kibri, güven duygusunu, tehdidi, içten pazarlıklı olmaı ve iyi niyetin sömürülmesinin anlatıldığı acıklı bir filmdir Dogville. Film, bir toplumdaki -bizim artık görmezden geldiğimiz- tecavüzün iğrençliğini, insanların binlerce yüzünü, iyi niyetin kalmadığını, babaların bile kibirli olabileceğini gösterir bize.

Grace de gerçekten Tom’u sever ama o da ihanete uğrar. Kasabadaki insanlar Grace’e öyle şeyler yaparlar ki mideniz kaldırmaz artık.

Bambaşka bir yerdir Dogville aslında herkesin bildiği ama farkında olmadığı yerdir.

MANDERLAY(2005)

Bu üçlemenin ikinci filmi olan “Manderlay” de ise baş rol oyuncumuz Grace, bu sefer Manderlay kasabasına gider ve 70 yıl öncesinde kalan köleliği görür, kendince demokrasi getirmeye çalışan Grace en sonunda işleri eline yüzüne bulaştırır.

Tabiki yine bir çok şeyi içeriyor film ama ağırlıklı olarak kölelik.

Amerikanın o insan eşitliğini Manderlay halkına dayatan Grace, halkın bir yandan seçme hakkına ve kişisel bağımsızlıklarına da kavuşmasını sağlamaya çalışıyor ama aslında çok yanlış yapıyor farkında değil. Neyse o halkın alıştığı düzeni bozmasa iyi kız aslında, niyeti de iyi ama işte herşeyin bir yolu var öyle bir sonraki hasata sen nasıl onlara demokrasiyi getirirsin kaç sene kölelikle yaşamış insanlar bunlar. (başına buyruk iş yaparsan olacağı buydu Grace hanım.)

Lars Von Trier | Lars Von Trier Kamera Açısı

Dogville’yi izlediyseniz eğer bu filmi de otomatik olarak izliyorsunuz zaten.. Amerika-Fırsatlar Ülkesi üçlemesinin üçüncü filmi hala çekilmedi onu bekliyorum sabırsızlıkla. Umarım yaşlanan usta yönetmen sanat camiasına bir kaç şaheser daha ekler.

Lars Von Trier | lginç Sinema Filmleri

Ben kısaca birşeyler yazayım dedim. Belki bir gün bunu okursanız, izlersiniz. Bilgi paylaştıkça çoğalırmış derler kardeşlerim. Aslında sevdiğim şeyleri paylaşmam ama bunları da saklamak, görmezden gelip arka plana atmak olmaz. Eğer sizde benim gibi film canavarıysanız ve sadece belli başlı filmleri seviyor iseniz muhakkak izleyin hatta bunu okuduktan sonra yorumlarınızı da bekliyor olacağım. Dedim ya kardeşlerim ben sadece özetin özetini geçtim aslında kitap falan basmak lazım 100 sayfa eder az bir kaç daha foto koysak(Ben bir bunu düşüneyim. Hoşçakalın efem)

Lars Von Trier | Dogville Afişi

(Bu arada en yakın zamanda da Karanlıkta Dans ve birkaç filmini daha ekleyeceğim. Ehe.)

Yorum yaz!